
Can Dostum
Kitabının Özeti
Esprili köşe yazarı W. Bruce Cameron, tam 52 hafta New York Times Bestseller listesinde kalan ilk romanı Can Dostum’da, farklı isimlerle birçok kez dünyaya gelen bir köpeğin, Bailey’nin gözünden insan hayatının en büyük sorularına cevap arıyor: Ben kimim? Nereye gidiyorum? Niçin buradayım?
Köpeklerin dünyasına ve aklına kendince bir bakış açısı sunan Can Dostum’un ana karakteri, masum bir bakış açısına ve inandırıcı bir sese sahip olan Bailey.Hikaye süresince birçok yaşam sürüyor ve dört farklı isimle karşımıza çıkıyor; bazen erken gelen bir ölüm, bazense dolu dolu yaşanmış, mutlu bir yaşam sonrası geliyor…
Köpeğin ağzından dokunaklı bir şekilde anlatılan, bu duygusal hikaye okuru ilk olarak, bir kadın tarafından kurtarılan ve uyutulmak zorunda kalan, oyunbaz dört küçük köpek yavrusundan birisi olan Toby ile karşılıyor.Toby insanlara yakınlığını hemen hissettiriyor.
“Kadın parmaklarını postumda dolaştırınca bütün vücudumda bir ürperti gezindi. Kuyruğum kendiliğinden havayı dövmeye başlamıştı. Kadın beni havaya kaldırınca önce şaşkına döndüm, sonra da ona bir öpücük kondurmaya çalıştım. Attığı kahkaha içimi neşeyle
doldurdu.”Daha sonra, Bailey adlı bir Golden Retriever olarak yeniden karşımıza çıkıyor ve Ethan adlı
çocuğun sevgili köpeği oluyor. Uzun ve dolu dolu bir yaşamı, heyecanı ve üzüntüyü Ethan ile geçiren ve hayatının amacının Ethan’a yoldaşlık etmek olduğunu anlayan Bailey, Ethan büyüyüp üniversiteye gittiğinde, yaşlanarak ölüyor. Sonra yeniden Ellie olarak dünyaya geliyor, bu defa dişi bir köpek; K-9 biriminin yıldız köpeği. Her ne kadar sahipleri kendisini seviyor olsa da, Ethan ile kurduğu bağı unutamaz ve yeniden bir erkek köpek olarak dünyaya geldiğinde Ethan’ı bulmaya kararlıdır…
Bailey hikaye boyunca karşımıza bir kereden fazla yavru bir köpek olarak çıksa da, ilk gördüğümüz, etrafta dolaşan, ıslak, sıcak, kokulu şeylerin kardeşleri olduğunu anlayan Toby ile daha sonra karşımıza çıkan ve polis köpeği olarak eğitilen Ellie arasında çok büyük farklılık gösteriyor. Hayatının anlamını bulabilmek için, her yeniden hayata gelişte, eski yaşamlarını da yanında taşıyan bu köpekle birlikte onun dünyasını ve öğrendiklerini görmek, onu daha fazla sevme, ona daha fazla bağlanma imkânı tanıyor.
W.Bruce Cameron tabii ki bir hayvan psikologu değil, bir edebiyat yazarı. Bailey, tıpkı köpek sahipleri gibi biz okurların da yavaş yavaş ısındığı ve sevmeyi öğrendiği bir anlatıcı. Belki gerçekten köpeklerin dünyasına girip bakamıyoruz ama insanların, hayvanların değerlerini hatırlamasını ve insanlara hissettirdikleri sevgiyi anımsamasını sağlıyor. Önemli soru şu ki; biz sevgili okurlar bu koşulsuz sevgiyi ve hayranlığı hak ediyor muyuz? Bailey’nin keşfettiklerini, köpeklerimizin bizde gördükleri kişiye ulaşmak için kullanabilecek miyiz?